Özata Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir Ataseven “ 2017 yılına kadar her 3 ayda bir yolcu gemisi teslim edeceğiz. Bu üretim hızı Avrupa`daki rakiplerimizde bile bulunmamaktadır” diyor.
Özata Tersanesi, Yalova Tersaneler Bölgesi’nde 55 bin metrekarelik alan üzerinde faaliyet gösteriyor. Tersane, üretimine 2013 yılında başladığı 15 adet karbon katamaran projesi için, Avrupa’nın en önde gelen kompozit üretim fabrikalarından birini kurdu. Özata Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir Ataseven; fabrikaları ve hangarlarıyla 2017 yılına kadar her 3 ayda bir yolcu gemisi teslim etme hızına ulaşmayı hedefliyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte yürütülen projede şu an 6. Gemi teslim edildi. Ataseven; “Bu üretim hızı Avrupa’daki rakiplerimizde bile bulunmamaktadır” diyor. Aynı zamanda Gemi Sanayicileri Derneği İkinci Başkanı olan Ataseven, GESAD’ın Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek Yalova’da Gemi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’ni kurduğunu söyledi.
Özata Tersanesi hakkında bilgi verebilir misiniz? Daha çok hangi tip gemilerin inşasını gerçekleştiriyorsunuz? Teknik kapasiteniz ve insan gücünüz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Özata Tersanesi 55.000 metrekare alan üzerine kurulmuştur. Halen 7000 metrekare kapalı üretim sahasında çelik, alüminyum, kompozit gövdeli gemi ve yat inşaatları gerçekleştirilmektedir. Özellikle son zamanlarda, geleceğin gemi konstrüksiyonlarında yaygın olarak kullanılacağına inandığım karbon kompozit üretimler üzerinde duruyoruz. Bu ürün segmentinin tersanemiz geleceği için önemli bir pay sahibi olacağını düşünüyoruz. Tersanemiz, 2013 yılı içinde üretimine başlamış olduğu 15 adet karbon katamaran projesinin gerçekleştirilmesi için, uygun alt yapı yatırımlarını gerçekleştirmiş ve şu anda övünerek söyleyebileceğimiz gibi Avrupa’nın en önde gelen kompozit üretim fabrikasını kurmuştur. Bu fabrikalarda ve özel montaj hangarlarında 2017 yılına kadar her 3 ayda bir yolcu gemisi teslim edeceğiz. Bu üretim hızı Avrupa’daki rakiplerimizde bile bulunmamaktadır. Firmamızda, halen 250 kişi çalışmaktadır. Projelerdeki yoğunluğumuza göre çalışanlarımızın sayısı 800 kişiye kadar çıkabilmektedir.
Özata Tersanesi olarak yürütmekte olduğunuz projeler nelerdir? İzmir Belediyesi için yapılan yolcu gemisi projesi için neler söyleyebilirsiniz? İstanbul Belediyesi’nin ihaleye çıkacağı yolcu gemisi ne durumda?
Özata Tersanesi olarak yürütmekte olduğumuz projelerin başında İzmir Büyükşehir Belediyesi için yapılmakta olan 15 adet karbon kompozit gövdeli katamaran yolcu gemileri gelmektedir.
Bu projenin özelliği gövdesinin malzemesidir. Gövde malzemesi dünyada genellikle yat üretiminde kullanılan malzemeydi. Projenin teknik özelliklerini biraz bahsetmek gerekirse; karbon katamaran yolcu gemileri 18 knot servis hızında 2 tanesi 30 knot servis hızında olacak, her yolcu gemisi 426 yolcuya hizmet veriyor şekilde donatılacak. Yolcu gemileri aynı zamanda engelli vatandaşlarında rahatlıkla kullanılabileceği sistemler ile donatılmış olacaktır.
İzmir yolcu gemilerinin halen üç adeti gövde inşaatı olarak devam etmektedir. Gemilerimiz birer birer teslim edilmektedir. Söz verilmiş olan anlaşma tarihinin içerisinde tamamlanarak İzmir Büyükşehir Belediyesine teslim edilecektir.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yakın zamanda bir ihalesi gerçekleşti. Double and lended tarzı dediğimiz yolcu gemileri ilgili ihale açıldı, bu ihalede en iyi en düşük teklifi veren firmalar arasında bizde yer almış durumda olduk ve bu ihaleyi de kazanarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi için 700 kişi kapasiteli vapurlar üretmeye başladık.
Offshore platformlarının inşası önümüzdeki yıllara damga vuracağı konuşuluyor. Türkiye’nin bu sektörden daha fazla pay alması için neler yapılmalıdır?
Şimdi doğal olarak tüm dünyada kaynakların kullanımıyla alakalı bir hızlanma görüyoruz özellikle son on senede, bizde offshore platformlarının inşaatın da bir artış bekliyoruz. Türkiye’nin bu sektörden daha fazla pay alabilmesi için öncelikli olarak bu platformlarla alakalı referansların bir şekilde Türkiye de oluşturulması gerekmektedir. Dolayısı ile daha öce tamirini gerçekleştirilmiş olan ülkemizde bu tür platformların inşaatı ile alakalı mutlaka en azından Türkiye’deki tersanelerin birinde başarılı bir referans proje olmalı bundan sonra Türkiye’nin bu projeden pay alabileceğini düşünüyorum.
Türkiye’nin genel ekonomik görünümünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Euro bölgesinde yaşanan ekonomik kriz devam ederken Türkiye daha pozitif görünüyor. Ancak bir takım olumsuz veriler de var. Önümüzdeki dönemde ekonomide nasıl gelişmeler bekliyorsunuz?
Türkiye’nin genel ekonomik durumunun dünya ekonomisi ile yakın bağlantılı şekilde hareket edeceğini düşünüyorum. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye ekonomisi, dünyadaki krizden minimum düzeyde etkilendi. Günümüzde, ülke ekonomilerinin sadece içe dönük bir şekilde değerlendirilmesi mümkün olamıyor. Ülkeler, özelikle ticaret hacimlerinin yüksek olduğu ülke ekonomilerinin durumlarından, genel finansal durumun kurların üzerindeki etkilerinden ister istemez etkileniyorlar. Önümüzdeki dönemde, Türkiye’nin ekonomik alandaki çabalarının olumlu etkilerini hissedeceğimize inanıyorum, ama bu çabaların ne derece yeterli olacağı dünyanın genel gidişi ile de bağlantılı olacaktır, özellikle maalesef Orta Doğu’da yaşanan gerilimin etkilerini de olumsuz şekilde hissedeceğimizi düşünüyorum.
Türk denizcilik sektörü 2008 yılından itibaren zorlu bir dönem geçiriyor. Siz sektörün genel durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Denizcilik, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de global krizin etkilerini hissetti. Bu krizin etkileri halen dünyada, özellikle denizcilik sektörünün temel bölgesi sayılabilecek Avrupa’da hissedilmektedir. Yakın gelecekte bu durumun pek değişeceğini sanmıyorum, ama 2014 yılı içinde geçmiş döneme göre bir pozitif ivmelenme bekliyorum.
Sizce yaşanan kriz daha ne kadar devam eder? Krizden çıkılması için hem tersaneler hem armatörler hem de devlet tarafından atılması gereken adımlar nelerdir?
Bu kadar uzun yaşanan bir kriz döneminde özellikle girişimcilerin kendi derslerini çıkardıklarına inanıyorum. Gelecek dönemde, geçmiş dönemin hatalarını tekrarlamamamız lazım. Dünya ile iç içe değerlendirilmesi gereken bir sektördeyiz. Dünyadaki tüm hareketlerin bir şekilde bize etkisi oluyor. Bunun için, gerek yatırımlarımızı planlarken, gerek teklifleri hazırlarken değişen dünya konjektörünü göz önünde bulundurmalıyız. Müşterimizi, marketlerin ihtiyaçlarını daha iyi analiz etmeliyiz. Pazarlamaya daha çok önem vermeliyiz. Kendimizi tanıtmak için çaba sarf etmeliyiz. Dünyadaki rakiplerimiz ile başa çıkabilmek için katma değeri yüksek, özellikli projeler gerçekleştirmeli, teknolojiyi takip eden değil geliştirip satan taraf olmayı başarmalıyız. Devletten beklediğim ise, özellikle kamu ihtiyaçları için gerekli olan projeleri ertelemeden gerçekleştirmek üzere düğmeye basması olabilir, bu kriz dönemlerinde kamu ihalelerinin mümkün olduğunca arttırılması, hem marketin canlı kalmasını sağlayacak, hem de kamu şirketlerinin ihtiyaçlarını uygun maliyetlerle karşılamasını sağlayacaktır.
Küreselleşen dünyada kurumsallaşmanın ve dünya pazarlarında etkin pazarlama yöntemlerinin öneminin artığını görüyoruz. Türk denizciliğini yurt içi ve yurt dışında daha iyi tanıtmak için neler yapılabilir?
Tanıtımla alakalı geçmişe göre tersanecilikte özellikle büyük bir atılım var tanıtım konusunda geçmişte bir iki tersane yer almazken dünya fuarlarında şu an Türk tersanelerinin fuarlara katılımlarını oldukça yoğun olarak gözlemlemekteyim. Bu iyi bir adım ancak bu tek başına yeterli bir şey değil tersaneciliğin özellikle pazarlama konusunda kendileri ile savaşmaları gerekiyor kendinizi pazarlama konusunda geliştirmezseniz artık pazardan pay alma şansınız zorlaşıyor çünkü çok rakip var dolayısıyla gittikçe ekmek aslanın azından midesine doğru gidiyor, bunun mutlaka engellemek lazım. Pazarlamayı şirketin temel stratejilerinde ve temel hedeflerinden biri haline getirmek lazım fakat tek başına pazarlama gücü de bir yere kadar etkili olacaktır çünkü tersanecilik pazarlamanın yanı sıra ürünün kalitesinin de yüksek olmasının beklediği bir sektördür. Pazarlamayı üretimimiz kalitesi ile özellikle teslim şartlarıyla kaliteden ve zamandan dolayı müşteri memnuniyeti ile desteklememiz gerekir. Bunlar gerçekleşmediği sürece pazarlama tek başına etkili olmayacaktır.
Türkiye’deki tersanelerin saha ve kapasite olarak küçük olduğu konuşuluyor. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
Dünyadaki tersanelere bakınca bizim tersanelerimiz küçük görünebilir ama bizim uzmanlık alanımız büyük gemiler değil. Öncelikle hangi kategoride olduğumuza bakmamız lazım. Her yerde olduğu gibi burada da önce bir konuda ihtisaslaşmak gerekiyor. Büyük gemiler bizim tersanelerimiz için fizibıl değil. Biz küçük tonajlı gemilerin yapımına devam etmeliyiz.
Türkiye’deki tersaneler hangi gemi tipinde uzmanlaşmalı size göre?
Askeri gemilerde Türkiye, kalite olarak Avrupa ayarında hatta Avrupa’nın üzerinde işler yapıyoruz. Sadece askeri gemi değil 20 bin tona kadar olan tüm gemilerde çok iyiyiz.
Türkiye’de aktif olarak gemi dizaynı yapan yeterli sayıda dizayn şirketi olduğunu düşünüyor musunuz?
Gemi inşasında dizayn çok önemli bir konu ve ülkemizde yeterli dizayn şirketinin olmaması önemli bir sorunu. Esasında iyi dizayn firmalarımız var ama bunlar yeterli değil. Dizayn üretmezsen gemi inşa bir yere gitmez. Gemiyi herkes yapar ama önce projeyi üretmen gerek. Bizde ne yazık ki Ar-Ge çalışmaları çok yapılmıyor. Bunun için maddi güç gerekiyor. Maalesef bu anlamda çok destek de yok. Odalar, dernekler biraz daha desteklerini, çalışmalarını artırırsa dizayn şirketlerinin sayısı artabilir. Şu an Türkiye’de yapılan gemi projeleri de birbirine benzer. Ar-Ge yapan, yeni, özgün proje üreten yok.
Sizce gemi inşa sanayi, yan sanayiyi yeterince besliyor mu?
Gemi sektöründe yan sanayi dediğimiz şey aslında ana sanayidir. Esas sanayi geminin ana makinası, pompasını, navigasyon sistemini üreten firmalardır. Ve ne yazık ki biz burada neredeyse hiç yokuz. Bunları dışarıdan alıp burada monte ediyoruz. Ürün üreten firmalar var, iyi de üretim yapıyorlar ama az sayıda, yeterli değil. Öncelikle bu sorun çözülmeli. Biz GESAD olarak yaklaşık 3 sene önce Yalova Çiftlikköy’de Gemi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurduk. Bu Türkiye’de bir ilktir. Buradan Kore gibi yan sanayide iyi olan firmalarla ortaklıklar kurarak gemi sanayimizi daha güçlü hale getirebiliriz. Hatta yabancı firmalara burada fabrikalar kurdurmayı da hedefliyoruz. Artık Avrupa’da gemi yapılmıyor, yan sanayi dediğimiz üretimleri gerçekleştiriyorlar, gemiyi de Çin gibi, bizim gibi ülkelere yaptırıyorlar.
Aynı zamanda Gemi Sanayicileri Derneği’nin ikinci başkanısınız. GESAD’ın gündeminde neler var?
GESAD, Avrupa Gemi Sanayicileri Derneği üyesi. Buradaki ilişkilerimizi kullanarak üyelerimize menfaat sağlamak, proje getirmek için uğraşıyoruz. Sektörler üniversiteler arasındaki ilişkilerini güçlendirmek için toplantılar düzenliyoruz. Yalova’daki Gemi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’ni kurduk. Orayı geliştirmek için çalışıyoruz. Yalova’da kurduğumuz OSB, bir kümelenme projesidir. Türkiye’de ilk kümelenme projesini biz yaptık, bu projeyi Kore’de gidip anlattık, onlar bizden önce davranıp bir kümelenme projesi hayata geçirdiler. Biz halen prosedürlerle uğraşıyoruz.
Dünyada Yapılan ‘En Büyük Yolcu Gemileri’
Üretim planına göre her üç ayda bir yapımı tamamlanacak gemilerden biri hizmete alınacak. Yeni gemiler, savunma, havacılık ve uzay teknolojisinde kullanılan karbon kompozit malzeme ile üretilen ve bu özelliği ile dünyada yapılan ‘en büyük yolcu gemileri’ olma özelliğini taşıyor.
426 kişi kapasiteli feribotlar, 39 metre boyunda 11.6 metre genişliğinde ve 32 knot a çıkabilecek hızlarda dizayn edilirken kullanılan teknoloji konfor ve engelli vatandaşların rahat kullanımı titizlikle düşünülerek inşa ediliyor.
Tamamen karbondan inşa edilen feribotlarda kullanılan ‘Vakum infüzyon’ teknolojisi dünyada sayılı ülke ve üretici tarafından kullanılıyor. Sınıfında boyut olarak en büyük yolcu feribotu unvanını elinde bulunduran feribotların ana gövdesini oluşturan karbon kompozit konstrüksiyon, çelik konstrüksiyondan hafif ve dayanıklı olmakta ve istenilen hızda seyir yapılabilmesi için gerekli makine gücünün daha az olması sebebiyle çok daha az yakıt tüketimi gerçekleştirmektedir. Bu özellikleri ile çevreci gemi olarak nitelendirilen feribotlar yolcu konforu ön planda tutularak inşa edilmektedir.